Önlüğüm Şekil, Maaşım Değil: 364 Gün Unutulup 1 Gün Hatırlanan Kahramanlar

Hoş geldin 24 Kasım, Öğretmenler Günü. Her köşede, her ekranda, her sosyal medya hesabında aynı manzara: Kalpler, övgüler, teşekkürler… Bir gün boyunca, öğretmenlerimiz yılın en popüler yıldızlarına dönüşüyor ama pek çoğumuz için bu tebrikler, kutlamalar, öğretmenlerimizin 364 gün boyunca karşılaştığı zorlukları, mücadeleleri unutturuyor. Yılın bu tek gününde, öğretmenlerimizi ne kadar takdir etsek de, geri kalan günlerde onların sorunları, sanki toplumun belleğinden siliniyor.

Bu yılın Öğretmenler Günü hediyesi ise, bir moda ikonu olmaya aday: “Öğretmen Önlüğü”

Evet, Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl öğretmenlerimize adeta bir sihirli hediye sunuyor: Bir önlük! Bu önlüklerle, öğretmenlerimiz sınıflarda daha etkili bir ‘rol model’ olacaklar -mı? İronik bir şekilde, bu önlüklerin, eğitim sistemimizin tüm sorunlarını, sanki bir sihirli pelerin gibi, ortadan kaldıracağına inanıyor muyuz?

Peki ya, öğretmenlerimizin karşılaştığı gerçek zorluklar ne olacak? Onların yıl boyunca verdiği emek, gösterdiği fedakârlık, tutkuları… Bu önlükler, acaba onların tüm bu çabalarını gerçekten takdir edebilir mi? Öğretmenlerimize, yalnızca Öğretmenler Günü’nde değil, her gün değer vermek, onların sesini duymak, çalışma koşullarını iyileştirmek gerek.

Çalışma koşullarından bahsetmişken, öğretmenlerimizin maaşlarına da bir bakalım. Onların emeği, gerçekten hakkıyla veriliyor mu? Bir öğretmen, sadece ders anlatmakla kalmıyor; hayat dersleri veriyor, geleceği şekillendiriyor ama ne yazık ki, toplum olarak, onların bu kritik rolünü yılın sadece bir gününde hatırlıyor, geri kalan zaman unutuyoruz.

Bu günü, atanamayan öğretmenlerimiz için de anmalıyız. Binlerce öğretmen adayı, yıllardır bir atama umuduyla bekliyor. Onların sesi, çoğu zaman duyulmuyor. Onlar için Öğretmenler Günü, ironik bir şekilde, bir hatırlatma oluyor: Ne kadar nitelikli, tutkulu, hazır olmalarına rağmen, hâlâ bir sınıfa adım atamamış olmanın hüznünü yaşıyorlar.

Eğitimde dijital uçurumlar, altyapı eksiklikleri, sınıflar arası eşitsizlikler… Bu sorunlar, Öğretmenler Günü’nde unutuluyor gibi görünse de, öğretmenlerimiz için her günün gerçeği. Öğretmenlerimiz, teknoloji çağında bazı çocuklara ulaşamıyor, çünkü internet, bazı bölgelerde hâlâ bir şehir efsanesi. Şehir okullarında, akıllı tahtaların altında ezilen yaratıcılıklar, köy okullarında ise tebeşir tozuyla savaşan hayaller…

Bu önlükler, belki de eğitim sistemimizin derin sorunlarını örtmek için bir perde. Öğretmenlerimize verilecek en güzel hediye, onların gerçek ihtiyaçlarına yönelik somut adımlar olmalı. Gerçek bir takdir, adil bir maaş, sağlıklı bir çalışma ortamı, seslerinin duyulduğu bir eğitim sistemi…

Belki bir gün, bu önlükler, eğitim tarihimizde küçük bir anekdot ya da bir tebessümle anılacak. Ama bugün, öğretmenlerimizin gerçek ihtiyaçlarını unutmayalım. Öğretmenlerimize gerçekten ihtiyaç duydukları şeyleri verelim: Bir sınıf, bir tahta, bir fırsat ve en önemlisi, atanamayan öğretmenlerimiz için, bir atama imkanı.

Bu Öğretmenler Günü, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda bir uyanış olmalı. Eğitim sistemimizin gerçekleriyle yüzleşme, öğretmenlerimizin sesini duyma ve onlara hak ettikleri saygıyı gösterme zamanı. İşte o zaman, her gün, gerçekten Öğretmenler Günü olacak.

Bugün, sadece öğretmenlerimizi değil, eğitim sistemimizin tüm yönlerini, tüm gerçeklerini hatırlayalım. Öğretmenler, sadece bugün değil, her gün anılmalı, her gün kutlanmalı ve biz, eğitimdeki tüm eksiklikleri, sadece önlüklerin arkasına saklamamalıyız. Çünkü gerçek değişim, yüzeysel hediyelerle değil, somut adımlar ve kalıcı çözümlerle başlar. Öğretmenlerimizin, eğitim sistemimizin, geleceğimizin daha iyi olması için, bugünden başlayarak, her günü Öğretmenler Günü yapmalıyız.

Instagram

X

LinkedIn

Web

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir